En büyük hak ihlali grubu idare ve gözlem kurullarının kararları
TBB İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanan raporda, en büyük hak ihlali grubunun, tecrit ve ceza infaz kurumlarındaki idare ve gözetim kurullarının kararları olduğuna dikkat çekildi.

ARŞİV | Fotoğraf: Evrensel
Ankara - Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanan ve 2022-2024 yıllarını kapsayan raporda, 3 yılda hükümlü ve mahpuslardan gelen 995 mektup, hukuki olarak değerlendirildi. Raporda, en büyük hak ihlali grubunun, tecrit ve ceza infaz kurumlarındaki idare ve gözetim kurullarının kararları olduğuna dikkat çekildi.
TBB İnsan Hakları Merkezi “Ceza İnfaz Kurumlarından Türkiye Barolar Birliği’ne Gönderilen Tututklu ve Hükümlü Mektuplarının Psikolojik Açıdan Analizi ile Analizin Temel Aldığı Olguların Hukuki Değerlendirilmesi” raporunu yayımladı. Raporda 2022-2024 arasında tutuklu ve hükümlülerin gönderdiği mektupların analizi yapıldı. Bu kapsamda 2022’de 350, 2023’te 382, 2024’ün ocak ve Ttemmuz ayları arasındaki dönemde 263 olmak üzere 995 mektup üzerinden yapılan çalışmaların sonuçları paylaşıldı.
Raporda, mektupların yüzde 10’unun kadın mahpuslar tarafından kaleme aldındığı belirtildi. Ayrıca 2022 ve 2023’te, 66 ile en fazla mektup gelen cezaevinin Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu olduğu, 2024’te ise en fazla Antalya S Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile İzmir T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan 28’şer tane olmak üzere toplam 56 mektup geldiği belirtildi.
6 kategoride hak ihlalleri
Gelen mektuplar üzerinden yapılan analizlerde, 44 sorun ve şikayet grubu oluşturuldu. Bunlar tecrit, izolasyon, ceza infaz kurumlarındaki kurullar ile ilgili şikayetler ve hak ihlalleri; iletişim, ifade özgürlüğü, sosyalleşme ve sosyal faaliyetlerle ilgili hak ihlalleri, sağlıklı yaşam koşulları ile ilgili hak ihlalleri, hak arama süreçlerine ilişkin ihlaller, fiziksel ve psikolojik baskı, kötü muamele, şiddet ve işkence olmak üzere 6 kategoriye ayrıldı.
Rapora göre, 2022’de gelen mektuplardan yüzde 22,4’ü cezaevi kurulları ile ilgili hak ihllallerinden, yüzde 21,3’ü sosyalleşme ile ilgili hak ihlallerinden, yüzde 18,2'si fiziksel ve psikolojik baskı, kötü muamele ve işkenceden; yüzde 16,2’si sağlıklı yaşam koşulları ile ilgi hak ihlallerinden; yüzde 15’i tecrit, izolasyon ve fiziksel koşullardan; yüzde 7,1’i hak arama süreçlerine ilişkin hak ihlallerinden oluştu.
2023’te ise tecrit, izolasyon, fiziksel koşullara ilişkin yüzde 33,2; cezaevi kurulları ile ilgili hak ihlallerinden yüzde 20,9; iletişim, ifade özgürlüğü, sosyalleşme ile ilgili hak ihlallerinden yüzde 16,1; sağlıklı yaşam koşulları ile ilgili hak ihlallerinden yüzde 12; fiziksel ve psikolojik baskı, kötü muamele, işkencede yüzde 10, hak arama süreçlerine ilişkin ihlallerinden yüzde 7,7 oran dağılımında mektup alındığı ifade edildi.
2024’te alınanların ise yüzde 38,2'sini tecrit, izolasyon ve fiziksel koşullar; yüzde 14,4'ünü iletişim, ifade özgürlüğü, sosyalleşme ile hak ihlalleri, yüzde 14'ünü sağlıklı yaşam koşulları ile ilgili hak ihlalleri, yüzde 13,2'sini cezaevi kurulları ile ilgili hak ihlalleri, yüzde 12,3'ünü hak arama süreçlerine ilişkin ihlaller, yüzde 7,7'sini ise fiziksel ve psikolojik baskı, kötü muamele ve işkence iddiasını içeren mektuplar oluşturdu.
Kurum kapasitelerinin çok üstünde mahpus bir arada tutuluyor
Mektuplarda dile getirilen sorunlarda en büyük hak ihlali grubunun, tecrit ve ceza infaz kurumlarının idare ve gözetim kurullarının kararları konusunda toplandığına dikkat çekildi.
Mektuplarda sıklıkla, kurum kapasitelerinin çok üstünde mahpusun bir arada tutulduğuna ilişkin şikayetlere yer verildi.
Ayrıca mektuplarda, çoğunlukla kalabalık nedeniyle temel yaşam gereksinimlerinin giderilmesi, sağlıklı ve yeterli yiyeceğe ulaşma, sağlık hizmetlerine ulaşma, hijyen koşulları gibi konulardaki şikayetlerin belirtildiği kaydedildi.
Çalışmada, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazının etkilerinin, infazın çektirilmesinden sonra da devam ettiği vurgulandı. Ayrıca infaz sürecinde yaşanan tecrit, eşitsizlik, keyfi uygulamalar, kötü muamele ve işkencenin mahpus ve infaz süresince bu muamelelere tanık olan yakınlarında yarattığı duygusal, bilişsel ve davranışsal rahatsızlığın, sarsılmış adalet duygusunun, kümülatif olarak tüm topluma yayıldığına dikkat çekildi.
Örgütlü suçlardan hükümlü olanların koşulları ağırlaştırılıyor
Yapılan başvurularda (R) Tipi infaz kurumlarının fiziki koşullarından, görevli personelin eğitim ve sayısındaki yetersizlikten ciddi yakınmalar bulunduğu aktarıldı. Ayrıca hasta sevklerinin yapıldığı ring araçlarında hasta mahpusların, havasızlığı ve olağanın ötesindeki darlığı sebebiyle “tabutluk” olarak nitelendirilen tek kişilik kabinlere konulması, doktor muayenesi esnasında jandarma bulunması, kelepçeli muayeneye ilişkin çok sayıda başvuru olduğuna da dikkat çekildi.
Ceza infaz kurumlarının olumsuz özellikleri bölümünde, özellikle terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olanlar bakımından diğer mahpuslara oranla infaz koşullarının çok daha fazla ağırlaştırıldığı ifade edildi. Terör tanımının son derece genişletildiğine vurgu yapılan raporda, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme, örgütlenme, siyasi faaliyette bulunma hakları gibi temel hakların terör kapsamına alınması ile örgütlü ve terör suçlarına özgü infaz rejiminin koşullarının giderek ağırlaştırılmasının, infazda amaçlanan olağan hedeflere erişilmesine ilişkin klasik yaklaşımdan çok daha farklı amaçları barındırdığının işareti olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekildi. (ANKA)
Evrensel'i Takip Et